Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Feodal Zümreler
Ortaçağ Avrupa feodal zümreleri üç önemli özelliğe sahipti. Bunlardan birisi, hukuken ifade edilmiş olmalarıydı. Her sınıf, hukuken, haklar ve görevler, ayrıcalık ve zorunlulukları kapsayan bir statüye sahipti.
İkinci özellikleri, geniş bir işbölümünü temsil etmeleriydi. Üçüncü özellikleri siyasal birer grup olmalarıydı. Lordlar (İktidar sahibi askerî önderler), fethedilen toprakları takipçilerine (Vassal) kendi ordularında belirli bir zaman hizmet etmek şartıyla dağıtmakta idiler. Tabiler (Vassal) genellikle toprağın daha sonraki parçalanmasıyla (Kendilerinden sonraki kimselere vererek)
kendi haklarına sahip Lord oluyorlardı. Böylece toplumsal yaşam, "Manor" denilen ekonomik ve toplumsal bakımdan kendine yeterli geniş tarımsal mülkler halinde toplandı. Feodal toplumda temel olarak üç tabaka mevcuttur. Asiller, rahipler, zanaatkârlar ve köylüler. Asiller ülkeyi savunmakla görevli askerî aristokrasi idi ve yargı gücüne sahiptirler. Rahipler dinsel ve
entellektüel seçkinlerdi. Sadece halkın manevî ihtiyaçlarına hizmet etmeyip aynı zamanda yönetimsel işlevlere de sahiptirler. Seçkinlerle köylüler arasında ise, tarımsal çevre dışına yerleşmiş, tarımsal nitelikte olmayan üretimle ve onun dağıtımı ile uğraşan ,uzvî olmayan enerji ile üretimde bulunan, farklılaşması üretim konularına özgü olan, kendisi içinde farklılaşmamış, uzmanlaşmamış esnaf, tüccar, zanaatkar grubu vardır.
Feodal toplum modeli
Köylülerin başlıca toplumsal zorunlulukları ise, rahip ve asilleri desteklemek için çalışmaktı. Köylülerin dışındaki iki grup, servet, toplumsal saygınlık ve siyasal güce sahiptiler. Alelade asil, bir tabi idi.
Toprak, kendisine bir kral ya da diğer bir asil tarafından askerî hizmet koşuluyla bahşedilmişti. Lord ile tabi arasındaki ilişki, başlangıçta kişisel ve anlaşmalı idi. Bu anlaşma, koruma ve geçim temeline dayanıyordu.
Bir feodal sınıf üyesi diğerine geçemezdi. Her feodal sınıf kendi içinde hak ve ayrıcalıklar bakımından ayrı bir kurallar takımı ile hüküm sürüyordu. Aşağı feodal sınıfın üstün feodal sınıfın yasalarına itaat etmek görevi vardı. Bu hiyerarşi ise zımnî idi.
Feodal yapı, sabanla artık üretim yapan, kapalı, kendi kendine yeten, dışarıya açılmamış bir toplum biçimidir. Başka bir deyimle, tarımsaldır ve öküz, saban, insangücü gibi organik enerji üretime egemendir.
Çok sınırlı bir üretim fazlası yaratılır. Kendi içinde çok az farklılaşmış ve örgütleşmiş bir toplumdur.16 Toprak en önemli servet kaynağıdır. Bu yüzden toprak-insan ilişkileri önem kazanır. Yâni, belirli ve sınırlı sayıda üretimi denetleyen çok az sayıdaki seçkinler grubu ile, üretimde bulunan çok sayıdaki köylü ve zanaatkar arasındaki ilişkileri kastediyoruz.
Elit grubu, köylünün ürettiği üründen ona kendine yetecek kadarını bıraktıktan sonra, artık ürünü alan ve bunun dağılımını denetleyen bir gruptur.
FEODALİZM ve EĞlTlM
Feodal düzende sınırlı sayıdaki üretimi denetleyen seçkinler dışında, toplumun bilgi ve becerilerini biçimsel olarak belirli bir kurumda simgelerle, yazı ve okuma ile öğretmeye ihtiyaç duyulmamaktadır. Köylü kitlesi ve zanaatkarlar iş yaparken aynı zamanda pratik olarak bilgi ve becerilerini çocuklarına ve çıraklarına öğretirler. Kültür, sanat, edebiyat ve değerlerin öğretimi de yine ihtiyarlarca çocuklara sözlü olarak aktarılır.
Temel ihtiyaçların sağlanmasında ve düzenlenmesinde, kültürün yaşatılmasında, biçimsel ve örgün olmayan yaygın (informal) eğitim egemendir.
Elit grup ise, belirli bir örgün eğitimden yararlanmış gruptu. Feodal kentlerdeki okullar, dinle çok yakından ilişkili idi. Eğitim ve dinin birbirine böyle çok yakından içiçe girmiş oluşu, örgün öğrenimin temel olarak dinsel bilginin aşılanması biçiminde oluşumuna yol açıyordu. Gence öğretimde bulunan dinsel personel, en iyi biçimde yetişmiş kimse idi.
Ortaçağda kilise, bütün eğitimi denetimi altında bulunduruyordu.
Rahipler ilkokul öğretmeni idiler, ilk Japon ve Çin kentlerinde ilkokul öğretimi mabetlerde yapılıyordu. Üst tabaka, kitle eğitimini genellikle arzulamıyordu. Basit teknolojiye dayanan feodal kent, alelade bir kimseden eğitilmiş olmayı istemiyordu. Karmaşık teknolojik bilgiye de ihtiyaç yoktu.
Feodal üniversitelerde okutulan tek uygulamalı bilim tıp idi. Ayrıca astroloji ve mantık da okutulmakta idi. Matematik ve. astronomi bilimleri ise uygulamalı değil de, sadece teorik olarak öğretilmekte idi.
Tarih: 2016-03-02 01:56:27 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Feodal Zümreler Nedir
Ortaçağ Avrupa feodal zümreleri üç önemli özelliğe sahipti. Bunlardan birisi, hukuken ifade edilmiş olmalarıydı. Her sınıf, hukuken, haklar ve görevler, ayrıcalık ve zorunlulukları kapsayan bir statüye sahipti.
İkinci özellikleri, geniş bir işbölümünü temsil etmeleriydi. Üçüncü özellikleri siyasal birer grup olmalarıydı. Lordlar (İktidar sahibi askerî önderler), fethedilen toprakları takipçilerine (Vassal) kendi ordularında belirli bir zaman hizmet etmek şartıyla dağıtmakta idiler. Tabiler (Vassal) genellikle toprağın daha sonraki parçalanmasıyla (Kendilerinden sonraki kimselere vererek)
kendi haklarına sahip Lord oluyorlardı. Böylece toplumsal yaşam, "Manor" denilen ekonomik ve toplumsal bakımdan kendine yeterli geniş tarımsal mülkler halinde toplandı. Feodal toplumda temel olarak üç tabaka mevcuttur. Asiller, rahipler, zanaatkârlar ve köylüler. Asiller ülkeyi savunmakla görevli askerî aristokrasi idi ve yargı gücüne sahiptirler. Rahipler dinsel ve
entellektüel seçkinlerdi. Sadece halkın manevî ihtiyaçlarına hizmet etmeyip aynı zamanda yönetimsel işlevlere de sahiptirler. Seçkinlerle köylüler arasında ise, tarımsal çevre dışına yerleşmiş, tarımsal nitelikte olmayan üretimle ve onun dağıtımı ile uğraşan ,uzvî olmayan enerji ile üretimde bulunan, farklılaşması üretim konularına özgü olan, kendisi içinde farklılaşmamış, uzmanlaşmamış esnaf, tüccar, zanaatkar grubu vardır.
- ELİTLER
- ZANAATKÂRLAR
- K Ö Y L Ü L E R
Feodal toplum modeli
Köylülerin başlıca toplumsal zorunlulukları ise, rahip ve asilleri desteklemek için çalışmaktı. Köylülerin dışındaki iki grup, servet, toplumsal saygınlık ve siyasal güce sahiptiler. Alelade asil, bir tabi idi.
Toprak, kendisine bir kral ya da diğer bir asil tarafından askerî hizmet koşuluyla bahşedilmişti. Lord ile tabi arasındaki ilişki, başlangıçta kişisel ve anlaşmalı idi. Bu anlaşma, koruma ve geçim temeline dayanıyordu.
Bir feodal sınıf üyesi diğerine geçemezdi. Her feodal sınıf kendi içinde hak ve ayrıcalıklar bakımından ayrı bir kurallar takımı ile hüküm sürüyordu. Aşağı feodal sınıfın üstün feodal sınıfın yasalarına itaat etmek görevi vardı. Bu hiyerarşi ise zımnî idi.
Feodal yapı, sabanla artık üretim yapan, kapalı, kendi kendine yeten, dışarıya açılmamış bir toplum biçimidir. Başka bir deyimle, tarımsaldır ve öküz, saban, insangücü gibi organik enerji üretime egemendir.
Çok sınırlı bir üretim fazlası yaratılır. Kendi içinde çok az farklılaşmış ve örgütleşmiş bir toplumdur.16 Toprak en önemli servet kaynağıdır. Bu yüzden toprak-insan ilişkileri önem kazanır. Yâni, belirli ve sınırlı sayıda üretimi denetleyen çok az sayıdaki seçkinler grubu ile, üretimde bulunan çok sayıdaki köylü ve zanaatkar arasındaki ilişkileri kastediyoruz.
Elit grubu, köylünün ürettiği üründen ona kendine yetecek kadarını bıraktıktan sonra, artık ürünü alan ve bunun dağılımını denetleyen bir gruptur.
FEODALİZM ve EĞlTlM
Feodal düzende sınırlı sayıdaki üretimi denetleyen seçkinler dışında, toplumun bilgi ve becerilerini biçimsel olarak belirli bir kurumda simgelerle, yazı ve okuma ile öğretmeye ihtiyaç duyulmamaktadır. Köylü kitlesi ve zanaatkarlar iş yaparken aynı zamanda pratik olarak bilgi ve becerilerini çocuklarına ve çıraklarına öğretirler. Kültür, sanat, edebiyat ve değerlerin öğretimi de yine ihtiyarlarca çocuklara sözlü olarak aktarılır.
Temel ihtiyaçların sağlanmasında ve düzenlenmesinde, kültürün yaşatılmasında, biçimsel ve örgün olmayan yaygın (informal) eğitim egemendir.
Elit grup ise, belirli bir örgün eğitimden yararlanmış gruptu. Feodal kentlerdeki okullar, dinle çok yakından ilişkili idi. Eğitim ve dinin birbirine böyle çok yakından içiçe girmiş oluşu, örgün öğrenimin temel olarak dinsel bilginin aşılanması biçiminde oluşumuna yol açıyordu. Gence öğretimde bulunan dinsel personel, en iyi biçimde yetişmiş kimse idi.
Ortaçağda kilise, bütün eğitimi denetimi altında bulunduruyordu.
Rahipler ilkokul öğretmeni idiler, ilk Japon ve Çin kentlerinde ilkokul öğretimi mabetlerde yapılıyordu. Üst tabaka, kitle eğitimini genellikle arzulamıyordu. Basit teknolojiye dayanan feodal kent, alelade bir kimseden eğitilmiş olmayı istemiyordu. Karmaşık teknolojik bilgiye de ihtiyaç yoktu.
Feodal üniversitelerde okutulan tek uygulamalı bilim tıp idi. Ayrıca astroloji ve mantık da okutulmakta idi. Matematik ve. astronomi bilimleri ise uygulamalı değil de, sadece teorik olarak öğretilmekte idi.
Tarih: 2016-03-02 01:56:27 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx